İstanbul’un Anadolu Yakası’nda inşaatı devam eden Pırlanta Göztepe konutları ve Marmara Üniversitesi Göztepe Yerleşkesi C-D Blok merkezi derslik binalarının tüm ısıtma-soğutma ihtiyacı, Toshiba VRF sistemleriyle karşılanıyor. Anadolu Yakası’nın ilk kentsel dönüşüm alanı Fikirtepe’de gerçekleştirilen en büyük projelerden Pırlanta Göztepe konutları, 12 bin metrekare alanda, 20, 22 ve 24 katlı üç bloktan oluşuyor. 1+1, 2+1, 3+1, 4+1 ve 5+1 olarak tasarlanan toplam 446 dairenin iklimlendirmesinde, Toshiba SMMS-e Super Multi VRF sistemleri kullanılıyor.
Kanallı tipte hazırlanan 31 adet dış üniteyle 540 adet kanallı iç ünite kullanılan proje, Alarko Carrier’ın en büyük kapasiteli uygulamalarından biri olma özelliğini taşıyor. Toshiba VRF (Değişken Soğutkan Akışlı) İklimlendirme Sistemleri, toplam alanı 39 bin m² olan Marmara Üniversitesi Göztepe Yerleşkesi C-D Blok merkezi derslik binalarının iklimlendirilmesinde de tercih ediliyor. 3 bodrum ve zemin kat ile 7 normal kat ve terastan oluşan yapılarda, 420 kişilik öğrenci yemekhanesi, teknik bölümler, 6 bilgisayar laboratuvarı ve arşiv odaları bulunuyor.
Kanallı olarak tasarlanan iklimlendirme projesi kapsamında 91 adet dış ünite ve 445 adet iç ünite kullanıldı. Toshiba SMMS-e VRF sistemlerinde, yeni yüksek verimli DC Twin Rotary kompresör ve vektör kontrollü inverter teknolojisinin mükemmel uyumu sayesinde, tüm kapasitelerde 7.00 üzeri ESEER (European Seasonal Energy Efficiency Ratio- Avrupa Mevsimlik Enerji Verimlilik Oranı) sağlanıyor. Bu etkileyici çalışma performansıyla, yıllık enerji tüketimi minimuma indirilebiliyor. VRF sistemlerinin yaratıcısı ve dünyadaki önemli üreticilerden Toshiba’nın geliştirdiği üstün teknolojili sistemler, sektörde en üst seviyedeki borulama mesafeleriyle, mühendis ve mimarlara tasarımda önemli esneklik sağlıyor.
Sistemin eşdeğer uzunluğu 235 m, iç üniteler arası yükseklik farkı 40 m olarak seçilebiliyor. 40 m yükseklik farkıyla 11 katlı bir binanın tek bir sistemle iklimlendirilmesi mümkün oluyor. Böylece farklı katların iklimlendirilmesi için ayrı sistemlere ihtiyaç kalmıyor. Dış ve iç üniteler arasındaki yükseklik farkı 70 m’ye kadar çıkabiliyor ve bu sayede çok yüksek binalar için çözüm sağlanabiliyor. VRF sistemlerinde, inverterli kompresörlerin hızı kontrol edilerek, soğutma-ısıtma sistemine gönderilen soğutkan miktarı, ihtiyaç duyulan kapasiteyi sağlayacak şekilde ayarlanıyor. Tümüyle elektronik olarak kontrol edilen sistemde, hangi dış ünitelerin daha verimli kullanılacağı hesaplanıyor. Yük, dış üniteler arasında dağıtılıp, kompresörün dönme hızı belirleniyor, bunun sonucunda daha fazla ısı transferi sağlanıyor. İnverter teknolojisiyle aynı kapasite için gerekli elektrik gücünün geleneksel sistemlere göre çok daha düşük olması, VRF sistemlerinin yüksek verimliliğinin esasını oluşturuyor. Böylece çevreye daha az zarar veriliyor.